Obsesif-kompulsif bozukluk yalnızca semptomlarla değil, özgürlük kavramıyla birlikte ele alınsa nasıl olur. Ne kadar çok kontrol etmeye çalışırsak, özgürlüğümüzden o kadar uzaklaşabilir miyiz? Fenomenolojik yaklaşımlar, nörobilim deneyleri ve Hannah Arendt’in eylem anlayışı üzerinden bu soruya yanıt arıyorum. OKB’nin bireyi dünyadan, ilişkilerden ve anlamlı eylemlerden nasıl kopardığını; tedavinin ise özgürlüğü yeniden kurmak için neden “kontrolü kaybetmeyi öğrenmek” üzerine kurulu olduğunu tartışıyorum.
instagram: @cengizarca
X (twitter): @arcacengiz
Bu podcastin hazırlanmasına yardımcı olanlar: Stj. Dr. İrem Karabudak
Kaynakça
de Haan, S., Rietveld, E., & Denys, D. (2015). Being free by losing control: What obsessive-compulsive disorder can tell us about free will. In W. Glannon (Ed.), Free will and the brain: Neuroscientific, philosophical, and legal perspectives (pp. 188–207). Cambridge University Press.